21 Ekim 2013 Pazartesi

Yürüdüğüm Sokaklar 6-kendime notlarım, alışveriş önerilerim ya da bunun gibi şeyler/ADANA-MERSİN-HATAY


Gezmeye mi gittik , yemeye mi?


  • gezimiz 4 gün 3 gece sürdü..bolca gezdik, her köşe başında yemek yedik, bir şeyler içtik :) gerçi ben koyun eti yemediğim ve kaçak çay içemediğim için bir çok şeyden mahrum kaldım ama olsun :( 
  • gezinin sonunda fazladan bir kilom oldu ve bir çift spor ayakkabı cennet obruğu çamuru yüzünden vefat etti ama olsun gezmemize değdi :)
           seyrü sefamız aşağıdaki gibidir...

1. Gün Adana

Uçakla Adana'ya gelip, araba kiraladık..gezimize şehir merkezinden başladık.gezi rotamızı ve yaptıklarımızı madde madde anlatmak istiyorum..

taş köprü


  •  Taş Köprü :  yeryüzünde hala kullanılan en eski köprüymüş. etrafı eski sokaklarla dolu.
  • bayram dolayısı ile bir çok dükkan ve lokanta kapalıydı.
  •  kahvaltı için sokakta birinin tarif ettiği bir kafeye gittik. kahvaltı klasikti. 
  • değişik olarak sıkma denedik ama pek başarılı bulmadık. lavaşın içine gözleme malzemesi koyup dürüm yapıyorlar. tüm olayı bu.

eshab-ı kehf
  • ancak bu renkli parkı geçince bahariyeye benzer bir sokak bulduk ve kebap konusunda ünlü bir restoran olan Yüzevler'de kebap yedik..şık ve nezih bir restorandı..ve de pahalı ama kebap sevenler için değebilir :)
  • aynı sokakta gönül kahvesi nde nihayet melengiç kahvesi denedik..çitlembikten yapılıyormuş..tatlı sevenler için yumuşak bir kahve :)ben beğendim..
  • bir de her yerde muzlu süt furyası var..oraların gözde içeceğiymiş :)

  • Sonra Tarsus yoluna düştük. yaklaşık 40 dk sürüyor.
  • Eshab-ı Kehf :önünde cami kurulmuş girişi çok dar ve kontrolsüz bir mağara. hoşuma giden sadece çevrili alana atılan şekerler oldu..sanki hala orada uyuyorlar ve beslenmeleri gerekiyormuş gibi :) moralimi bozansa tahmini 33 tane eshab-ı kehf bulunması :(
  • Kleopatra Kapısı: şehrin girişinde basit bir taş kapı. adı gibi görkemli değil bence..
  • Tarsusta bir çok başka yer de vardı ama bunlar bize kafi geldi ve biraz dolaşıp Mersin yollarına düştük.
MERSİN

kerebiç
  • Mersin de iki öğretmenevi var. yenisini tavsiye ederim. deniz kenarında ve yanı sıra çok güzel pub restorantlar var..sahil boyunca yine restorant gemiler var..balık yiyerek denizde dolaşmak mümkün..ama biz buraya kadar gelmişken tabiki tantunici aradık :)
  • tantuni(Göksel tantuni):ben koyun sevmediğim için biftek dedikleri tantuniden yedim..arkadaşlar tantuniyi ben de bifteği beğendik ama servislerini ve temizliklerini beğenmedik..genellemek istemiyorum ama biraz kaba muamele ediyorlar gibi geldi.ve bu girdiğimiz çoğu dükkan için geçerliydi.herkes tok kimse gelenle ilgilenmek istemiyor gibiydi..
  •  ciğerci:(Ciğerci Bahatti) burası içinde aynı şeyler geçerli başarısız bir servis..ciğeri de pek o kadar özel gelmedi açıkçası...
  •  Kerebiç : her sokakta görmek mümkün. şekerpare boyutlarında bir tatlının özel bir kökten yapılan beyaz köpük gibi bir kremayla servis edilmesinden ibaret..görüntü çok ilginçti ama tadı biraz yavandı diyebilirim..belki biraz alışmak gerekiyordur..
  • Cezeryeyi de unutmamak lazım..gayet lezzetli bu tatlıdan birer kutu aldık :) ama satıcıya yine sinir olduk...

2. Gün KIZKALESİ

    doktorun yeri

  • Kızkalesine gitmek yaklaşık 40 dk sürüyor ama biz mersin kız kalesi arasında Limonlu dan sağa girilerek varılan Doktorun Yeri diye bir yerde kahvaltı etmek için rotamızı saptırdık. 9km kadar dağların içine doğru ilerleyerek vardığımız mekan çok güzeldi. oturulan masalar çok otantikti. kahvaltı standarttı ancak zeytin salatası çok güzeldi..
doktorun yeri
  • ayrıca burası muz yetiştirilen bir yer, muz ağaçlarını yakından gördük ve bol bol muz yedik :)
  • yol boyunca mandalinalar ve narlar vardı..
kanlı divane
  • Kanlı Divane :yine o yol üstünde antik bir yer..müze kart geçerli..yoksa 5 tl verip giriyorsunuz.dönemin ilk mahkemesi orada kuruluymuş ve suçlu bulunanlar ordaki bir çukura atılarak vahşi hayvanlara yem ediliyormuş..güzel bir yerdi..






  • öğle sularında Kızkalesindeki otelimize vardık. Yaka Otel bahçesinde narları olan, sade ama her ihtiyacı karşılayan, sahibi de gayet hoş bir yerdi..güler yüz görmek hoşumuza gitti :)
kız kalesi
  •  Kızkalesi : Yunus kiralayarak gittik ama yunusu çektiğimiz kıyıdan girişe kadar gayet zor bir parkuru incecik kayalardan yürüyerek geçmek zorunda kaldık. oraya kalkan teknelere binmek girişe direkt gitmek açısından daha akıllıcaymış..giriş 5 tl..bunu da ekleyeyim..
  • günün geri kalanında yüzdük, okey oynadık ve etrafı gezdik..
narlı kuyu
  • akşam ise balık yemek için Balıkçı Arif'e gittik. benim o güne kadar yediğim en güzel salatayı yaptılar..balıklar da çok lezzetliydi..manzara ve masalar denize nazırdı ve çok güzeldi..hesapta kabarık değildi. kaç gündür et yiyemeyen benim için rüya gibi bir geceydi :)
  • Narlı kuyu'ya da gezmeye gittik. orası da çok güzel ama biraz pahalı olduğu için balığı orda yemedik ama hiç pişman değiliz :)
3. Gün Mersin'den İskenderun ve Hatay'a
cennet-cehennem
  • Cennet Cehennem mağaraları : Girişte müze kart geçerli,yoksa 5 tl. Cehenneme girilmiyor yukardan bakıyorsun. Cennet için 450 civarında merdiven inip bir mağaraya girmek gerekiyor çok yorucuydu. İn çık insanı cennetten soğuturlar :) 
  • Astım Mağarası : hemen cennet cehennemin yanında. giriş müze kart ya da 3 tl. sarkıtlı dikitli bol merdivenli tipik bir mağara. havası biraz nemli olduğu için astım hastalarına iyi geliyormuş. çıkışta kafede oturup gözleme yedik nar suyu içtik.çok başarılıydı.
  • iskenderunda akrabalarım olduğu için biraz aile ziyareti gibi oldu ama oraya has süper bir dürüm döner ve künefe (Kral Künefe) yedik. Çok beğendik...
payas kalesi
  • Payas Kalesi : tadilattaydı. içine giremedik.. Zindan olarak bir süre kullanılan kalede Namık Kemal de kalmış. dışındaki hendeği asitle dolduruyorlarmış kaçmasınlar diye..biraz ilginç bir bilgiydi bu.. kalenin hemen yanında da külliye var..tadilat bitince gezmeye değer..
  • Hatay'a giderken yolda Belen Tava yapıyorlarmış ama dürümden sonra biz yiyemedik..gayet güzel olduğu söyleniyor..
  • Antakya'ya gider gitmez yine öğretmenevine yerleşip dışarı çıktık...şehir çok güzel ancak trafik hep tek yönlü,navigasyon da olayı çözemediği için ilk gezme deneyimimiz zor oldu :) mutlaka gitmeden navigasyonlar güncellenmeli :)
  • Asi nehri kıyısı boyunca köprüler, restoranlar, tarihi evlere açılan sokaklar var...şehrin genel görüntüsü çok güzel..
  •  Sveyka : yöresel yemekler yapan bir restorant ...benim hiç duymadığım yemeklerin bulunduğu bir menüsü vardı..mezelerin adı saymakla bitmez..karışık bir tabak alıp hepsini denedik..çoğu başarılıydı..içli köfteyi pek beğenmedik ( merkezde başka bir lokantada daha güzelini yedik)...kabak tatlısı kesinlikle bizim bildiğimiz gibi değil, kabak salatalığa döndürülmüş gibiydi. tarif etmek imkansız. ben tadı konusunda kararsız kaldım..bildiğimiz gibi değil ama enteresan demekle yetineceğim..
mumbar dolması

karışık meze tabağı

sucuk roll (?)

kabak tatlısı
  • Halep mutfağı da ilginç görünüyordu ancak Sucuk Roll (adını doğru hatırlıyorumdur inş)dışında bir şey yiyemedik..her şeyi yiyebilecek bir mideye sahip olmak çok zor :) sucuk roll de sucuk tadı veren( ama sucuk değil) rulo yapılıp verev kesilmiş, kıtır kıtır pişirilmiş, yoğurtlu bir sosa batırılıp yenen bir şey..ben beğendim..Kiraz Kebabı da ilginç görünüyordu ama yiyecek yerim kalmamıştı :)
4. Gün HATAY

harbiye

  • eski antakya sokakları arasında gezmeye doyamadığımız için her sokağı gezip her restoran evde bir şeyler yiyip içtik. kapalı çarşıyı dolaştık... nar ekşisi ve zeytinleri meşhur...baharat türlü türlü... ipek şallar çeşit çeşit..hepsinden almak lazım :)
  • Harbiye : şelalelerle dolu bir yol boyunca yürüyerek geziyorsunuz. kenarlarda yemek yenebilecek bir çok yer var..yağış yüzünden uzun süre kalamadık...




künefeden arta kalanlar :)
  • Künefe : Çınaraltı diye bir yerde yedik..bulması zor ancak her şeye değer :) çok lezzetliydi..
  • Habib Neccar Camii : bahçesinde turunçlarla çok güzel bir camii..
  • Ulu Camii : hemen müzenin karşısında güzel bir yer..



müzeden arta kalanlar

  • Arkeoloji & Mozaik
    Müzesi : taşınıyor..eserler kaldırılmış..sergi salonu olarak üç salon bırakmışlar..şimdilik girmeye değmez.ama ben önceden gezmiştim, taşınınca mutlaka gezilmeli...

  • St Paul kilisesi : Sveykanın biraz ilerisindeki sokak arasında çatısında minareyi de içine alan güzel bir poz çektirmek mümkün..
  • St. Pierre Kilisesi : ilk kiliselerden. hacı olunabiliyor. havaalanı yolunda. şuan tadilatta girilemiyor :(
Necip Fazıl Kısakürek şiirleriyle dolu bir sokakla gezimize son veriyorum :)

4 yorum:

  1. Yiyecek notların gayet güzel abla , 3-5 kilo almadan dönmeyecek insanlar sayende. Bir kuzeyliye güneyi sevdirecek tarzda yazmışsın ayrıca Kız Kalesi çok güzel gözüküyor görülmeye değer.

    YanıtlaSil
  2. favoriler listemde zirveye oynamaz ama güzel bir geziydi...ben bile bir kilo aldım.. gezmekten çok yedik diyebilirim :D yolda gördüğümüz her restorana girdik neredeyse :)

    YanıtlaSil
  3. Çok ayrıntılı ve bilgilendirici bi yazı olmuş:)) mumbar dolmasınin tadina baktinmi inanmiyorumm sana:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben bakmadım :) ama aramızda yiyenler oldu :) pilav tadı var. bağırsağın tadı gelmiyor dediler ama görüntü biraz başka şeyleri anımsatıyor :D

      Sil