7 Ekim 2013 Pazartesi

Yürüdüğüm Sokaklar 5-kendime notlarım, alışveriş önerilerim ya da bunun gibi şeyler/ESKİŞEHİR



kardeşimin bu yıl okulunun bitiriyor olması ??!!!&% ,inş :p, münasebetiyle daha fazla ertelemeden gezmek istediğim bir yerdi...nihayet gidebildik...izmitten arabayla yaklaşık 2 saat 15 dakika sürdü...tahminimden daha kısa sürdü :)


cumartesi sabah Eses'e gider gitmez adalar dedikleri yerde kafelerin bolca olduğu bir sokağa gittik ve kahvaltı yaptık....Eskişehir de dikkatimi çeken ilk şey kahvaltı fiyatlarının düşüklüğü oldu böylece :) 4.99 dan başlayıp iki kişi 15 TL ye kadar değişen aralıklarda kahvaltılar var...bir yer seçmeden önce hepsinin önünden şöyle bir gezdik ve ortalama hepsinin aynı olduğunu gördük..en sonunda bir tanesinde kahvaltı etmeye karar verdik. tost ekmeği içinde yaptıkları yumurtayı çok sevdim...diğer şeyler standarttı..


hazır yeme içmeden bahsetmişken eskişehirin " ÇİBÖREK"i meşhurmuş....denenmesini tavsiye ederim ve özellikle Çibörek diyorlarmış bunu da yeni duydum :)

kahvaltı sonrasında turumuza Porsuk çayı kenarında devam ettik....manzara,insanlar, kafeler, kitaplar ve köprüler hepsi çok güzeldi...bir yandan da gözümüze sonradan oturabileceğimiz yerleri kestirmeye çalıştık :)
porsuk çayı kenarında yürüyüp,kafelerde oturabilmenin yanında eğer sefer varsa Esbot'a binebilir ve Kentpark'a kadar gidip dönebilirsiniz. gidiş yaklaşık 35 dakika sürüyor ve 40' da bir gidiş dönüş seferleri var. 3 TL cik.

ben toplu taşımaya binemem kendi başıma gezicem diyorsanız da kanolar var...gerçi onlar uzun mesafe gitmiyorlar...belli bir alanda aşağı yukarı geziniyorlar sadece..

adı geçmişken Kentpark'tan bahsedeyim...orası eskişehirin meşhur plajının olduğu yer....plaja giriş ücretli ancak parkın kenarından plaj görülebiliyor...ama çok yakından değil tabi....masmavi havuz güzel bir deniz havası vermiş gerçektende ve kumsal da bunu bütünlemiş... bu plaj dışında ata binmek için bir alan vardı ve bolca yeşillik...bunun dışında ilginç bir özelliği yok...esbot yada tramwayla buraya gelinip gidilebiliyor...

Eskişehir 2013 yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilmiş. bu yüzden de şehrin farklı kesimlerinde konserler, söyleşiler ve sergiler vardı...bunlara katılamadık ama Odunpazarına giderek Lületaşı müzesini ve cam işçiliğinin nasıl yapıldığını ya da lületaşı yüzüklerin üstüne kağıt yakılarak nasıl desen yapıldığını gördük... evler tıpkı Safranbolu ve Taraklı evleri gibiydi ama müzeleri ve canlı performansları izlemek güzeldi...sokaklarda çay kahve içmek de cabası :) sokakta macuncular ve şerbetçiler de vardı...başkent olması şerefine biz de şerbetlerden
içtik :)


yakınlarda gezilebilecek bir diğer yeriyse artık Eskişehirin sembolu gibi olmuş olan kulelerin olduğu Sazova Parkı. bir gölün etrafına yerleştirilmiş bir sürü eğlence alanı var... mavi kubbeli şato çok güzel ve büyük ancak içine girilmiyor...korsan gemisine 1TL vererek girebiliyorsunuz...amfitheatre'ı da gezip ses denemesi yapabiliyorsunuz...gölün etrafında tur atıp restoranlarda dinlenmek de mümkün... ayrıca çocuklar için dinazorlar,çeşitli hayvanlar ve farklı oyun alanları mevcut...


 son olarak Eskişehirin belkide anadolu şehirlerine kıyasla en güzel yanı restoran&bar tarzındaki kafeleri...dünya yemeklerininde bulunabildiği bu yerler akşamları tıklım tıklım oluyor..ve bu belli başlı merkezler dışında pek görülmeyen bir şey..bu yüzden cumartesi gecesini gayet eğlenceli geçirmek mümkün...

alınması gereken şeyler kategorisine gelirsekte bence devrim arabası magneti ve lületaşından bir takı muhakkak alınmalı :)) keçeden bir sürü süs eşyası ve örgü şallar da cabası :) ben yüzük, kitaplar ve keçe bir çanta süsü aldım :)

bu arada gezimde rehberlik yapan kardeşim ve arkadaşı Elif'e teşekkür ederim :) muahhh :))




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder