29 Ağustos 2013 Perşembe

Cennetin Dibi -Gündüz Vassaf



             
     Çin gizli servisinin adını bilen var mı ?

     Cenaze törenlerinden, çin restoranlarına, prenses Diana'dan eğlence sektörüne bulaşmadığı konu olmayan enteresan bir kitap.

" Hepimiz Amerika'da Kızılderililer'in beyazların soykırımına uğradığını biliriz. Ama kaçımız bilir Japonya'nın ilk sakinlerinin Kafkas kökenli, beyaz tenli, sarı saçlı, mavi gözlü, dünyanın en eski dillerinden birini konuşan bir halk olduğunu?

   Asırlar boyu imha edilmiş Aino yerlileri. Soykırımdan sağ çıkanlardan kalan 12,000 kişi Hokkaido Adası’nda hayvanat bahçesinde yaşar gibi üniversiteye bağlı bir inceleme enstitüsünün denetiminde yaşamlarını sürdürüyorlar hala. Bunlar da hayatta kalmalarını saf olmamalarına borçlular. Irkçı japon egemenleri gözleri hafif çekikleşmiş olanları katletmemişler." sayfa:201

       

         Ben Cehenneme Övgü'yü de daha önceden okumuştum.O da çok başarılıydı. Bildiğiniz bilmediğiniz birçok şeye farklı bir şekilde bakmamızı sağlayan  her iki kitabı da  okumanızı şiddetle tavsiye ederim.


22 Ağustos 2013 Perşembe

Okuma Şenliğine 2. Duraktan Biniş

Okuma Şenliği Yaz 2013


etkinliğin ayrıntılarını Pınarın sayfasından bulabilirsiniz ama ben gene de kuralları kopyalayıp yapıştırıyım buraya.
Kurallar:

  • Etkinlik bugün başlıyor ve 9 Ekim 2013'e kadar devam edecek. (9 Temmuz'dan önce başladığınız veya 9 Ekim'den sonra bitirebildiğiniz kitaplar kapsam dışı).
  • Etkinliğe 9 Temmuz - 9 Ekim arası canınızın istediği herhangi bir vakit katılabilirsiniz.
  • Okuduğunuz her kitap en az 200 sayfa olmak zorunda.
  • Okuduğunuz her bir kitabı aşağıdaki kategorilerden sadece birine saydırabiliyorsunuz. Etkinlik devam ederken kategoriler arası okuduğunuz kitapların yerlerini değiştirebilirsiniz.
  • Yapılabilecek en yüksek skor her bir kategori için birer tane olmak üzere toplam 12 kitap okuyarak 200 puan almak. (Katılım durumuna göre en yüksek puanı yapan(lar)a bir sürprizim olacak sanki. Sürpriz var diye atıp tutanları yakalarsam sürpriz dışı bırakırım, ona göre!)
  • Katılmak için blogunuzun olması veya okunan kitapların yorumlanması zorunlu değil. Katılmak isteyenler herhangi bir sosyal medya aracı üzerinden veya doğrudan bana e-posta atarak katılım durumlarını ve mümkünse hangi kitapları okumayı planladıklarını duyurabilirler.
  • Her ayın en 9'unda bir yayın yaparak sıralamaları buradan duyuracağım. O yayınımın altına yorum bırakarak hangi kitapları okuyarak kaç puana ulaştığınızı bildirebilirsiniz.
Kategoriler:
  • 5 puan: Yukarıdaki kuralların hepsini boşverip canının istediği herhangi bir kitabı okuyanlara.
  • 5 puan: Genel kural en az 200 sayfalık kitap okumak olsa da 150 sayfadan kısa bir kitap okuyanlara.
  • 10 puan: Okuduğu kitabın adında bir renk olanlara.
  • 10 puan: Bir serinin ilk kitabı dışındaki bir kitabını okuyanlara.
  • 15 puan: Kendisi dışında herkesin o kitabı okuduğunu düşünüp sonunda o kitabı kendisi de okuyanlara.
  • 15 puan: Yasaklanmış bir kitap okuyanlara.
  • 20 puan: Esas mesleği yazarlık olmayan bir kişinin yazdığı bir kitabı okuyanlara.
  • 20 puan: Türü kurgu olmayan bir kitap okuyanlara.
  • 20 puan: Hiç görmediği bir ülkede olayların geçtiği bir kitap okuyanlara.
  • 25 puan: 400 sayfadan uzun bir kitap okuyanlara.
  • 25 puan: Romanın yazarı veya karakterlerinden birinin adı veya soyadı kendisininkiyle aynı olan bir kitap okuyanlara.
  • 30 puan: Kendi doğum yılında doğan veya ölen bir yazar tarafından yazılmış bir kitap okuyanlara.


gelelim benim listeme:

1-İzmir Büyücüleri-Mara Meimaridi-411 sayfa - Literatür

2-Deli Bal-Pelin Buzluk- 77 sayfa- Can

3-Güzel Sarı Tuna-Jules Verne- 262 sayfa- Tubitak

4-Açlık Oyunları Serisi 2. Kitap Ateşi Yakalamak- 407 s- Pegasus


5- Sessiz Öyküler - Ayşe Kulin-375 s-Everest

6-Cesur Yeni Dünya- Aldous Huxley (moriçeden alıcam)

7-Menekşeler Atlar Oburlar- Hüsnü Arkan( Hüsnü Arkan Ezginin Günlüğünü'nün solisti)(moriçeden alıcam)

8-Cennetin Dibi-Gündüz Vassaf-246s-iletişim

9-Mayada-Jean Sasson-254 s- Varlık Belgesel

10-Kör Saatçi-Richard Dawkins-404 s-Tübitak

11-Bavul - Nuray Kaya-271 s- Sepya

12- Henüz karar veremedim !!

Yürüdüğüm Sokaklar 2-kendime notlarım, alışveriş önerilerim ya da bunun gibi şeyler



        MOSKOVA

   6 gün boyunca Moskovayı alt üst etmemin hikayesidir..


  • öncelikle kaldığımız evden bahsedeyim. komunist rusyanın eseri olan bir örnek yarım ay biçimli çok büyük bloklar şeklindeydi. insanların çoğu sevmese de ben çok beğendim. hiç bir ev bir diğeriyle yüz yüze değil. yarım ayın iç kısmı otopark ve yeşillik alan. gayet kullanışlı bir şekilde konumlandırılmışlar. evin her metrekaresi çok kullanışlı ama küçük tabiki. binanın koridorlarında çöplerin ortak bir yere yollandığı boru sistemi var en çok ona bayıldım:)

  • unutulmaması gereken bir şey de pek fazla ingilizce bilmemeleri ve bizim gibi el kol hareketlerinden bir şey çıkaramayacak kadar bence düz mantık olmaları. biz herkesle anlaşırız da herkes bizimle anlaşamaz ya :P



  • Kızıl Meydan gez gez bitmeyen bir yer tabi. çok da güzel. müzeler, katedraller, anıtlar ve mezarlar var. ben gittiğimde yılbaşı hazırlıkları yapılıyordu her yerde iş makineleri vardı ama ben yine de beğendim. meydana buz pisti kuruluyormuş aslında bir de yılbaşında gitmek lazım..


  • Kremlin Sarayını tepeden yakalayayım istedim ama başaramadım maalesef :( çok tatlıydı dondurma gibi, pasta gibi, jelibon gibiiii..




  • Lenin'in mezarını görmenin yanı sıra canlısını girişte görüp fotoğraf çektirmekte mümkün.adam gerçekten benziyordu. 










  • karl marx'ın heykelinin altında da tüm dünya işçileri birleşin yazıyormuş Maria'nın çevirisine göre. maalesef dünyada kimse kimseyle dostça birleşemiyor. iyi ki sonunu görmedi olayın.














  • moskova sokakları pek kalabalık değildi kış olması sebebiyle. genelde marketlerde ve alışveriş merkezinde takılıyor insanlar. hemen meydan da rusya nın en eski avm si var ve benim de gördüğüm en büyüleyici alışveriş merkeziydi. ancak bir şey alamadım tabi güzel olduğu kadar küstah da bir yer :) bakınız resimler yukarıda :) 






  • meydan da günü birlik şehir turları var onlardan birine katıldık. bir kilise, mezarlık!(mezarlarının bile görmeye değer olduğunu düşünüyorlar ki ben de onlara katılıyorum) en büyük üniversiteleri ve hatırlayamadığım bir iki yer daha gezdirdiler.panaromik şehir turu yapmak açısından güzeldi.

  •   bütün kiliseler renkli kubbeleriyle masal gibiydi..



  • dinazorlar müzesini gezdik :) çocuklar gibi şendik hatta bazılarının kemiklerini alıp beslemek bile istedim :) gerçekler mi acaba? görmeme rağmen hala inanamıyorum :) hele bu resimdeki en büyüğüydü.








  • resim galerisini gezdik..büyük ve büyüleyiciydi..ancak resimlerden bir türk gruba denk gelip rehberden kaçamak bir şeyler dinleyene kadar bir şey anlamamışız bunu fark ettik. bilen birinin anlatmasında ya da bir kitapçıktan resimler hakkında genel bilgi edinmekte fayda var. yoksa güzelmiş deyip geçiyorsunuz. bazı resimlere bayıldım ve dolap magnetlerini aldım. çok güzeller. bir de unutmadan kaynak yaptığımızı fark eden rehbere bir çikolata vermek zorunda kaldım :D







  • koleksiyonuma buradan bir çariçe bebeği kattım. öncesinden babamın aldığı bir matruşkam da vardı. çok güzeller :)

Mayada

   kadın olmak her yerde zordur..ama bazı yerlerde daha da zordur..


   kitap gerçekten iç acıtıcı. tüm ailesi dedelerden itibaren çok önemli devlet görevlerinde bulunmuş, şanslı bir şekilde yetiştirilmiş, soyadı üstünlüğü olan bir kadının başına gelenleri anlatıyor. benimse tek düşündüğüm bu kadar soylu biri bunları yaşamışsa o ülkedeki herhangi biri neler yaşamıştır...

  orjinal adı "Mayada-Daughter of Iraq" olan kitap "Varlık Belgesel" den basılmış. Iraq ile ilgili şeyleri bir özyaşam öyküsü üzerinden anlamak isteyenlere tavsiye edilir.

  ben punicca'nın kitap etkinliği için seçmiştim bu kitabı ve ne yazıkki seçtiğim kategoride çok manidar oldu. bugüne kadar bulunmadığım bir yerde geçen kitap kategorisine seçmiştim..şuan düşünüyorum da iyi ki bulunmamışım.. Allah yardımcıları olsun :(




21 Ağustos 2013 Çarşamba

Yürüdüğüm Sokaklar 1-kendime notlarım,alışveriş önerilerim ya da bunun gibi şeyler


    aslında bir gezi bloggerı olmamama rağmen, ki ben her hangi bir şeyin bloggerı olabilecek kadar azimli değilim zaten, gittiğim yerleri sonrasında bana da bir çeşit hatırlatma sağlasın diye yazmaya karar verdim.

ilk yurt dışı gezim: İTALYA (2008)



NOT: fotoğraf makinemin ayarlarının maalesef orada bozulmuş olması bana pek bir anı bırakmadı.

 VENEDİK

      gerçekten çok güzeldi. girdiğimiz dükkanlarda hemen konuşmamızdan türk olduğumuzu anlayıp netten türkçe kalıp cümleleri açarak bizimle konuşmaya başlıyorlardı. hatta vitrinin önünde durup baktığımız şeyler hakkında yorum yaparken "acaba bu ne kadar?" diye aramızda konuştuğumuzda kapı kenarında dikilen adam "15" diye cevap vermişti :)

  •  bir kırtasiyeden pinokyo,kalem ve not defteri almıştım. o pinokyonun italyanın en pahalı pinokyosu olduğunu nerden bilebilirdim :) türkçe konuşmalarına aldanıp sempati kurmayın. pinokyoların hepsi Pisa nın girişindeki pazarda daha büyük ve daha ucuz kesinlikle!!



  • Not: benim gibi gittiği yerlerden oyuncak bebek toplayanlar varsa en güzel balo kıyafetli bebekler venedikte. ilk yerden almamak daha çok gezip görmek isteyen ben, istediğim gibi bir şeye bir daha rastlayamayıp bir pinokyoyla yetinerek ellerim boş soluğu roma hava alanında almıştım. ve nasıl olduysa şuanda o pinokyoyu da kaybettiğim için bebeklerimin arasında italya ya dair hiçbir şey yok..


 FLORANSA

kesinlikle italyada yaşasam floransada otururdum dedirten bir yerdi benim için. üstünde evler olan köprüsü Ponte Vechio "koku" filmini izlemiş olanların bilebileceği parfum yapılan köprünün aynısı. Arno nehrinin kenarı boyunca devam eden yolun kenarındaki beton duvarlar kesinlikle oturmaya çok müsaitti ve ben tüm vaktimi orda oturarak geçirebilirdim.

  • floransadaki pazardan deri şeyler alınabilir. çok güzel çantalar vardı. 
  • kestanecide bize "kestane kebap yemesi sevap" diyerek bir kez daha bizi şaşırtmış oldu. ama kanıp bu sefer alışveriş yapmadık :D
  • foto netten.
VATİKAN 



  • kılık kıyafete dikkat ederek gitmek lazım. içerde yüksek sesle konuşmak da yasak.
  • içerisi gayet şaşalı. her yerden izlendiğinizi hissediyorsunuz. italyanın her yerinde papa ya da aziz heykelleri, büstleri veya oymaları sağa sola çevrilmiş bakışlarıyla sizleri takip ediyor. bu biraz can sıkıcı.
  • bu fotoğraf makinesinin insaflı olduğu bir döneme denk gelmiş. gölgede daha iyi çekiyordu zaten. klasik bir görüntü. içeri girmeden hemen önce çekmiştim.zaten içerde de fotoğraf çekemiyorsunuz.

PİSA 


  • o kadar yolu gidip aman görmesem de olurmuş dediğim bir yer. çimenliğin ortasında pisa kulesi ve müze vardı. bana pek sıcak bir duygu vermedi.
  • sadece pisa ya giderken içinden geçilen pazar gibi bir yer diğer yerlere göre daha ucuz . hintli ya da yabancı kökenli satıcılar var. uygun fiyata bir sürü ıvır zıvır bulmak mümkün.
  • kazık yediğim ilk pinokyodan sonra hediye etmek için bir kaç pinokyoyu tanesi 3 euro ya aldıgımı hatırlıyorum. üstünden baya zaman geçti tabi.






ROMA 

  • Roma da bulunan tüm gezi tozu yerleri artık herkesçe malum. aşıklar çeşmesinden, zafer takına, collezium dan ispanyol merdivenlerine her yeri gezdik. tarihi ve estetik binalarla dolu. müzeler cabası.
  • herkes buralarla ilgili bilgileri bulabilir tabiki. ben sadece dikkate dilmesi gereken bir iki şeyden bahsetmek istiyorum. kalabalık olduğu için cepçilik yaygın. turdan bir arkadaşın arka cebinden cüzdanını yürüttüler aşıklar çeşmesinde mesela ve bir şey yapamadık. çok leyla gibi gezmemek lazım.
  • yaya geçitleri diğer avrupadaki ülkelerdeki gibi güvenli değil. gözü kara yola atlamayın. kesinlikle türkiye kuralları geçerli. karşıdan karşıya geçerken dikkat etmek gerekiyor.
  • motorsikletliler çok fazla var ve yollar dar yürürken de dikkat etmek lazım.
  • mağazalarda çok cici şeyler var ben onlara bakmaktan aslında pek başka bişeye bakamamıştım :) kendime kolye küpe falan almıştım. değişik şeyler bulmak mümkün.
Italya da gezilip görülecek bir sürü başka yer de var. gezim çok eksik kalmış. Vezüv'ü hala görmüş değilim mesela. bir dahaki gidişimde 1 bebeğimi bulup raftaki yerine koyucam 2 daha az populer yerlerde gezip italyanın kahve keyfine bakıcam.

ha unutmadan coffee denildiğinde espresso veriyorlar. capuccino /mocca istemekte fayda var. ben üçüncü denememde kendime göre bir kahve bulabilmiştim( ve itiraf edeyim gidip yan masadakilere ne içtiklerini sormuştum)

bir de hot milk demezseniz soğuk süt ekliyorlar kahveye. benim ilk seyahatimdi o yüzden böyle basit şeylerde bile zorluk çektim. şimdi her şey daha basit tabiki. ama olur da benim gibi ilk kez yurt dışına çıkacak olan varsa bu yazımı onlara ithaf ediyorum :)

19 Ağustos 2013 Pazartesi

aa bu da bitti :)


      Yarışma sayesinde raftan alıp okumaya tembellik yaptığım bir sürü stok kitabımı hızla okumaya devam ediyorum.. Aslında olay tembellik de değilde bir anda bir çok kitap alınca ilk hızla biraz okuyor sonra başka kitap alıp onları okumaya başlıyorum öncesinde aldığım kitaplardan okunmadan kalıp birikenler oluyordu. böylece her kitap alışverişi sonrası kalan bir iki kitap stok oluşturmaya başlıyor. Neyse iyi ki bu stok varmış hemen hemen hepsi bu yarışmaya yaradı :)

       Bugün Güzel Sarı Tuna'yı bitirdim. Jules Verne'nin hiç duymadığım bir kitabıydı. adında renk geçmesi yarışma kitaplarımın arasına girmesine vesile oldu. Başka türlü bir süre daha rafta bekleyebilirdi.

       Tuna nehri boyunca yaşanan güzel bir yolculuğu anlatan ve hatta bu tekdüze örgü içerisine heyecan katabilen ve dahası karakterler hakkında yapılan tahminlerimizle bile oynayan beklenmedik bir sonla keyif veren cici bir kitaptı.

       Kitapta geçen bir özdeyiş de çok hoşuma gitti  "olta dediğimiz şey bir ucunda ara sıra, öbür ucundaysa her zaman bir aptalın takılı olduğu bir alettir!"

       Oltaya gelmemek dileğiyle...


15 Ağustos 2013 Perşembe

Natalie'nin hediyesi



Natalie gelinimizin annesi. yılda bir iki kez Türkiye'ye geliyor. bu sene gidişi biraz ani oldu hızla evde bulduğum şeylerle paketleme yaptım hoşuma gitti. ne zamandır böyle şeylerle uğraşmaya vaktim olmamıştı. insanlık için küçük ama benim için büyük bir adım oldu :)


az kaldı yetişiyorum :)



İzmir Büyücülerini okuduktan sonra o hızla bir serinin ilk kitabı olmayan kategorisindeki kitabımı , Ateşi Yakalamak-Açlık Oyunları serisi- da okudum. bir solukta bitti fantastik ve kurgu kitapları sevdiğim için okumam pek zamanımı almadı. listemin henüz son iki maddesine kitap bulamamış olsam da diğerlerinde hızla yol katediyorum. adım da soyadım da pek kahraman olacak şeyler değil, adımdaki yazarlar da pek benim okumaya düşkün olduğum şeyler yazmamışlar..halen aramaktayım..

13 Ağustos 2013 Salı

İlk kitabım


şu ana okumakta olduğum İzmir Büyücüleri'ni birinci kategori olan

 ·                     Yukarıdaki kuralların hepsini boşverip canının istediği herhangi bir kitabı okuyanlara.

kategorisi için seçtim. 

pek beklediğim gibi gitmiyor inşallah sonuna doğru güzel bir şeyler olur..

diğer kategoriler için de tek tek kitaplarımı ayarlamaya başlıyorum..

Pinuccia'nın kitap etkinliği



Pinuccia'nın okuma etkinliği için çalışmalara 


başladım..önce listemizi hazırlamaya çalışalım 


bakalım..yetişemesem de ne yapalım artık :)

güzel bir başlangıç..

http://pinucciasbooks.blogspot.com/2013/07/2013-yaznda-hem-okuyalm-hem-eglenelim-mi.html