aslında bir gezi bloggerı olmamama rağmen, ki ben her hangi bir şeyin bloggerı olabilecek kadar azimli değilim zaten, gittiğim yerleri sonrasında bana da bir çeşit hatırlatma sağlasın diye yazmaya karar verdim.
ilk yurt dışı gezim: İTALYA (2008)
NOT: fotoğraf makinemin ayarlarının maalesef orada bozulmuş olması bana pek bir anı bırakmadı.
VENEDİK
gerçekten çok güzeldi. girdiğimiz dükkanlarda hemen konuşmamızdan türk olduğumuzu anlayıp netten türkçe kalıp cümleleri açarak bizimle konuşmaya başlıyorlardı. hatta vitrinin önünde durup baktığımız şeyler hakkında yorum yaparken "acaba bu ne kadar?" diye aramızda konuştuğumuzda kapı kenarında dikilen adam "15" diye cevap vermişti :)
- bir kırtasiyeden pinokyo,kalem ve not defteri almıştım. o pinokyonun italyanın en pahalı pinokyosu olduğunu nerden bilebilirdim :) türkçe konuşmalarına aldanıp sempati kurmayın. pinokyoların hepsi Pisa nın girişindeki pazarda daha büyük ve daha ucuz kesinlikle!!
- Not: benim gibi gittiği yerlerden oyuncak bebek toplayanlar varsa en güzel balo kıyafetli bebekler venedikte. ilk yerden almamak daha çok gezip görmek isteyen ben, istediğim gibi bir şeye bir daha rastlayamayıp bir pinokyoyla yetinerek ellerim boş soluğu roma hava alanında almıştım. ve nasıl olduysa şuanda o pinokyoyu da kaybettiğim için bebeklerimin arasında italya ya dair hiçbir şey yok..
FLORANSA
kesinlikle italyada yaşasam floransada otururdum dedirten bir yerdi benim için. üstünde evler olan köprüsü Ponte Vechio "koku" filmini izlemiş olanların bilebileceği parfum yapılan köprünün aynısı. Arno nehrinin kenarı boyunca devam eden yolun kenarındaki beton duvarlar kesinlikle oturmaya çok müsaitti ve ben tüm vaktimi orda oturarak geçirebilirdim.
- floransadaki pazardan deri şeyler alınabilir. çok güzel çantalar vardı.
- kestanecide bize "kestane kebap yemesi sevap" diyerek bir kez daha bizi şaşırtmış oldu. ama kanıp bu sefer alışveriş yapmadık :D
- foto netten.
- kılık kıyafete dikkat ederek gitmek lazım. içerde yüksek sesle konuşmak da yasak.
- içerisi gayet şaşalı. her yerden izlendiğinizi hissediyorsunuz. italyanın her yerinde papa ya da aziz heykelleri, büstleri veya oymaları sağa sola çevrilmiş bakışlarıyla sizleri takip ediyor. bu biraz can sıkıcı.
- bu fotoğraf makinesinin insaflı olduğu bir döneme denk gelmiş. gölgede daha iyi çekiyordu zaten. klasik bir görüntü. içeri girmeden hemen önce çekmiştim.zaten içerde de fotoğraf çekemiyorsunuz.
PİSA
- o kadar yolu gidip aman görmesem de olurmuş dediğim bir yer. çimenliğin ortasında pisa kulesi ve müze vardı. bana pek sıcak bir duygu vermedi.
- sadece pisa ya giderken içinden geçilen pazar gibi bir yer diğer yerlere göre daha ucuz . hintli ya da yabancı kökenli satıcılar var. uygun fiyata bir sürü ıvır zıvır bulmak mümkün.
- kazık yediğim ilk pinokyodan sonra hediye etmek için bir kaç pinokyoyu tanesi 3 euro ya aldıgımı hatırlıyorum. üstünden baya zaman geçti tabi.
ROMA
- Roma da bulunan tüm gezi tozu yerleri artık herkesçe malum. aşıklar çeşmesinden, zafer takına, collezium dan ispanyol merdivenlerine her yeri gezdik. tarihi ve estetik binalarla dolu. müzeler cabası.
- herkes buralarla ilgili bilgileri bulabilir tabiki. ben sadece dikkate dilmesi gereken bir iki şeyden bahsetmek istiyorum. kalabalık olduğu için cepçilik yaygın. turdan bir arkadaşın arka cebinden cüzdanını yürüttüler aşıklar çeşmesinde mesela ve bir şey yapamadık. çok leyla gibi gezmemek lazım.
- yaya geçitleri diğer avrupadaki ülkelerdeki gibi güvenli değil. gözü kara yola atlamayın. kesinlikle türkiye kuralları geçerli. karşıdan karşıya geçerken dikkat etmek gerekiyor.
- motorsikletliler çok fazla var ve yollar dar yürürken de dikkat etmek lazım.
- mağazalarda çok cici şeyler var ben onlara bakmaktan aslında pek başka bişeye bakamamıştım :) kendime kolye küpe falan almıştım. değişik şeyler bulmak mümkün.
Italya da gezilip görülecek bir sürü başka yer de var. gezim çok eksik kalmış. Vezüv'ü hala görmüş değilim mesela. bir dahaki gidişimde 1 bebeğimi bulup raftaki yerine koyucam 2 daha az populer yerlerde gezip italyanın kahve keyfine bakıcam.
ha unutmadan coffee denildiğinde espresso veriyorlar. capuccino /mocca istemekte fayda var. ben üçüncü denememde kendime göre bir kahve bulabilmiştim( ve itiraf edeyim gidip yan masadakilere ne içtiklerini sormuştum)
bir de hot milk demezseniz soğuk süt ekliyorlar kahveye. benim ilk seyahatimdi o yüzden böyle basit şeylerde bile zorluk çektim. şimdi her şey daha basit tabiki. ama olur da benim gibi ilk kez yurt dışına çıkacak olan varsa bu yazımı onlara ithaf ediyorum :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder